AİHM 18 Mayıs 2021 tarihli İbrahim Tokmak/Türkiye, Sedat Doğan/Türkiye ve Naki ve AMED Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği/Türkiye kararlarında; TFF Tahkim Kurulunda yapısal sorunlar olması, kurul üyelerini dış baskılara karşı koruyabilecek bir mekanizmanın bulunmaması, dolayısıyla Tahkim Kurulu kararlarının tarafsız olmadığı gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Futbol hakemi olan başvuran İbrahim Tokmak, Facebook hesabında paylaştığı bir yayın sebebiyle Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yetkililerinin görevine bağlı haklarından üç ay süreyle mahrum bırakma cezası verilmesi kararı nedeniyle Tahkim Kurulu’nun bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Adil Yargılanma Hakkını düzenleyen 6. Maddesinin birinci fıkrasının ve Facebook hesabında yorum, gönderi paylaşması nedeniyle kendisine uygulanan yaptırımın ifade özgürlüğü hakkını düzenleyen Sözleşme’nin 10. Maddesinin ihlali nedeniyle AİHM’e başvurdu.
TFF Hakem Heyeti yaptığı savunmada TFF nezdinde futbolun işletilmesi ve yönetiminden sorumlu herhangi bir kişi gibi, sahada tek yetkili olan TFF’nin temsilcisi hakemlerin de sosyal yaşamlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirtti. Ayrıca futbolun toplum üzerindeki büyük etkisi ve spor sahasının kırılgan ve provokasyonlara yatkın olduğu göz önüne alındığında, hakemlerin sosyal yaşamlarındaki eylem ve davranışlarının genel kamuoyu tarafından TFF’ye atfedileceğini bu nedenle hakemlerin de TFF’nin kısıtlamalarına katlanması gerektiğini belirtti. Hakemlerin sosyal yaşamlarında ve davranışlarında olumlu ve yapıcı bir tutum benimsemeleri gerektiğini ekledi.
Hakem heyeti, itiraz edilen yayının, artık kendini savunamayacak durumda olan vefat eden bir kişinin anısına ilişkin saygısız ifadeler içerdiğini, vefat edenin oluşabilecek zarara karşı ölümünden sonra korunmasının insani, medeni ve sosyal bir görev olarak görülmesi gerektiğine karar verdi ve merkez hakemler komitesinin talimatının 38. maddesinde öngörülen disiplin suçunu oluşturduğunu belirtti.
Başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar veren AİHM, bu kararında yeniden değerlendirme yapmaksızın Ali Rıza ve Diğerleri başvurusuna atıf yaparak TFF Tahkim Kurulunun mevcut yapısı itibariyle, kurul üyelerini, dış baskılara ve özellikle yönetim kurulu üyelerine karşı koruyacak yeterli ve etkin güvencelerin bulunmadığını belirterek AİHS m. 6’da düzenlenen tarafsız ve bağımsız bir mahkeme önünde yargılanma yönünden, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Atıf yapılan Ali Rıza ve Diğerleri v. Türkiye kararında Mahkeme, Tahkim Kurulu üyelerinin başkanın önerisi üzerine Yönetim Kurulu tarafından atandığını, Yönetim Kurulu’nun bu atamayı yaparken adayların TFF mevzuatında öngörülen niteliklere sahip olmaları kaydıyla, Tahkim Kurulunda kimin görev yapacağını seçme konusunda sınırsız yetkiye sahip olduğunu belirtmiştir. Bir kurulun üyelerinin atanma şeklinin, atandıktan sonra üyelerin herhangi bir baskıya maruz kalmamaları ve herhangi bir talimat almamaları koşuluyla, kendi başına yargı organının bağımsızlığına ve tarafsızlığına zarar vermediğini ve görevlerini tam bir bağımsızlıkla yerine getirmelerine engel olmayacağını belirterek Tahkim Kurulu üyelerinin görevlerini gereken bağımsızlık düzeyinde yerine getirmelerini sağlamak için yeterli güvencelerin bulunup bulunmadığını incelemiştir.
Mahkeme, bir futbol kulübünün eski bir üyesini veya yöneticisini Yönetim Kurulu’nda görev yapmaktan alıkoyan herhangi bir kural içermediğini belirtmektedir. Aksine, TFF Tüzüğü, bir futbol kulübünün başkanı veya üyesi olan kişilerin, Yönetim Kurulu’na atanmadan önce istifa etmelerini şart koşmaktadır. Mahkemenin görüşüne göre bu, bir futbol kulübünde daha önce deneyim sahibi olmanın hiçbir zaman üye olmanın ön koşulu olmamasına rağmen, Yönetim Kurulu’nun büyük ölçüde futbol kulüplerinin üyelerinden veya yöneticilerinden oluşmasına neden olmaktadır.
Tahkim Kurulu üyelerinin görev süresini inceleyen Mahkeme, sabit bir süre olmadığını, üyelerin başkan ile aynı sürede görev yaptıklarını belirtmiştir. Ayrıca, TFF kuralları, üyeler istifa etmedikçe veya üyelikten çekilmedikçe, görev süreleri sona ermeden önce Tahkim Kurulu üyelerinin vaktinden önce değiştirilmesini veya görevden alınmasını yasaklamıştır. Üyelerin görev güvencesine sahip olmalarına rağmen, görev sürelerinin Yönetim Kurulu ile sınırlı olması, Tahkim Kurulu üyelerinin görev sürelerini icra organı olan Yönetim Kurulu ile gereğinden fazla uyumlu hale getirmekte ve Sözleşme’nin 6. maddesinin gerektirdiği bağımsızlık ve tarafsızlık garantileri bakımından sorgulamayı gerektirmiştir.
Mahkeme, TFF’nin yürürlükteki kurallarının, Tahkim Kurulu üyelerinin TFF’den ücret, seyahat masrafları ve konaklama ödeneği almalarını sağladığını ve kendilerine ödenen miktarların Yönetim Kurulu tarafından belirlendiğini belirtmiştir. Mahkeme, Hakem Heyeti üyelerinin katıldıkları her görüşme için ücret almaları ve masraflarının TFF’nin icra organı olan Yönetim Kurulu’na geri ödenmesi, Tahkim Komitesinin bağımsızlık ve tarafsızlıktan yoksun olduğu sonucuna varmak için tek başına yeterli görmemektedir.
Mahkeme, TFF’nin Tahkim Kurulu üyelerinin geçerli kurallarına göre bağımsız karar verme yükümlülüğü altında olduğunu ifade etmiştir. Bu kurallar ayrıca, Yönetim Kurulunda bulunan kişilerin Tahkim Kurulu üyesi olmalarına izin vermez. İlgili hukuk ve ceza usul kurallarına göre de bir tarafın Tahkim Kurulu üyelerinden birinin geri çekilmesini talep etmesine izin verilmektedir. Mahkeme, üyenin bağımsızlığından ve tarafsızlığından şüphe edilen hallerde üyenin bu durumu açıklama yükümlülüğünün olmadığını belirtmiştir. Daha da önemlisi, TFF, tarafların bir Tahkim Kurulu üyesinin bağımsızlığına veya tarafsızlığına itiraz ettiği durumlarda izlenecek özel bir prosedür koymamıştır.Ayrıca, böyle bir itirazın mevcut olması durumunda hangi organın karar vermeye yetkili olduğu da muammadır.
Sonuç olarak, Mahkeme, Yönetim Kurulu ile Tahkim Kurulu arasında birden fazla güçlü örgütsel ve yapısal bağın varlığının bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemeye göre bu bağ, iki organ arasında hiyerarşik bir ilişki anlamına gelmemekle birlikte, Yönetim Kurulunun Tahkim Kurulunun işleyişi üzerinde sahip olduğu önemli etki düzeyinin göstergesidir.
AİHM’in yaptığı zorunlu tahkim nitelendirmesi ve tahkim kurulunun bağımsız ve tarafsız olmadığından bahisle verdiği bahsi geçen ihlal kararları iç hukukta da gerekli düzenlemelerin yapılmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. TFF Tahkim Kurulu’nun mevcut yapısı değiştirilmediği müddetçe bu yönde kararların çıkmasının muhtemel olduğu değerlendirilmektedir.
Ayrıntılı bilgi için bize (info@gunayerdogan.com.tr) başvurabilirsiniz.