AB’nin Sürdürülebilir Finans Çerçevesi Ve Sürdürülebilirliğin Kurumsal Strateji Üzerindeki Etkileri

  1. Giriş

Günümüzün küresel ekonomik dünyasında, sürdürülebilirliğin finansal ve kurumsal yönetişime entegrasyonu zorunlu hale gelmiştir. Avrupa Birliği (“AB“), iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın ele alınmasında finansın kritik rolünü kabul ederek bu dönüştürücü değişime öncülük etmektedir. AB’nin iddialı taahhütleri, özellikle 2050 yılına kadar ilk iklim nötr kıta olma hedefi, kapsamlı bir sürdürülebilir finans çerçevesi ve Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (“ESG“) derecelendirme faaliyetlerinin düzenlenmesi ile desteklenmektedir. İklim değişikliği ve çevresel bozulma, en temelinde çağımızın küresel zorluklarını tanımlamakta, AB sürdürülebilir finans çerçevesi ise bu hedeflere ulaşılmasında ve COVID-19 salgınından sürdürülebilir bir toparlanmanın desteklenmesinde kilit bir rol oynayacaktır.

Bu çalışma, AB’nin sürdürülebilir finans stratejisinin genel çerçevesini, şirketler için önemini ve ESG Derecelendirme Yönetmeliği teklifinin etkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

  1. AB’nin Sürdürülebilir Finans Çerçevesi

AB’nin sürdürülebilir finans stratejisi, finansal süreçleri çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetlere yönlendirmeyi ve sürdürülebilirliği kurumsal yönetişim ve risk yönetimine dahil etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç uğrunda gerekli yatırım ölçeği kamu sektörünün kapasitesinin çok ötesinde olduğundan, sürdürülebilir finans çerçevesinin temel amacı özel finansman akışlarını ilgili ekonomik faaliyetlere yönlendirmektir. Bu değişim, sürdürülebilirliğin sadece çevresel bir endişe değil, temel bir bileşen haline geldiği kurumsal stratejide temel bir değişiklik gerektirmektedir.

AB Taksonomisi, sürdürülebilir faaliyetler için net bir sınıflandırma sistemi sağlayarak şirketlerin faaliyetlerini AB sürdürülebilirlik standartlarıyla uyumlu hale getirmelerine ve yeşil yıkamaya karşı korumalarına olanak tanımaktadır. Bu noktada ilk yapı taşı AB Taksonomisi olup Taksonomi Yönetmeliği, finansal olmayan ve finansal şirketlerin ortak bir sürdürülebilirlik tanımını paylaşmalarına olanak tanıyan ve böylece yeşil yıkamaya karşı koruma sağlayan sağlam bir bilimsel temelli sınıflandırma sistemi sağlamayı amaçlamaktadır. Zorunlu ifşa rejimi, şirketleri sürdürülebilirlik riskleri ve etkileri hakkında rapor vermeye zorlayarak bu şeffaflığı daha da ileri taşımaktadır. İkinci yapı taşı, hem finansal olmayan hem de finansal şirketler için yatırımcılara bilinçli sürdürülebilir yatırım kararları almaları için bilgi sağlayan zorunlu bir açıklama rejimi olduğu değerlendirilmektedir.

AB’nin kıyaslama ölçütleri, standartlar ve etiketler gibi yatırım araçları, şirketlerin sürdürülebilir yatırımları çekmesini kolaylaştırmaktadır. Bu araçlar yatırımcıları ve piyasa katılımcılarını sürdürülebilir finansal ürünlere yönlendirerek sürdürülebilir kurumsal büyümeye elverişli bir ortamı teşvik etmektedir. Yatırım araçları, sürdürülebilirlik yolundaki ilk iki yapı taşının yanında (AB Taksonomisi ve zorunlu bir açıklama rejimi) üçüncü yapı taşı olarak görülmektedir. Kıyaslama ölçütleri, standartlar ve etiketler de dahil olmak üzere hayata geçirilen bir dizi yatırım aracı, finansal piyasa katılımcılarının yatırım stratejilerini AB’nin iklim ve çevre hedefleriyle uyumlu hale getirmelerini kolaylaştırmaktadır.

  1. Kurumsal Faaliyetler ve Şeffaflık

Bir şirketin veya finansal aracın sürdürülebilirlik profiline dair bir görüş sunan ve sürdürülebilirlik risklerine ne ölçüde maruz kaldığını, toplum ve çevre üzerindeki etkisini değerlendiren ESG derecelendirmelerinin, sermaye piyasalarının işleyişi ve yatırımcı güveni üzerindeki etkisi artmakta ve derinleşmektedir.

13 Haziran 2023 tarihinde Avrupa Komisyonu, ESG derecelendirme faaliyetleri üzerine bir düzenleme önerisi sunmuştur. Önerilen kurallar şunları içermektedir:

  • Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (European Securities and Markets Authority – “ESMA“) tarafından ESG derecelendirme ve puanlama sağlayıcılarının yetkilendirilmesi ve denetlenmesi,
  • Çıkar çatışmalarının önlenmesi ve yönetimi için işletmenin ayrılması,
  • Orantılı ve prensip tabanlı organizasyonel gereklilikler,
  • Derecelendirme metodolojileri ve hedefleri hakkında halka minimum şeffaflık gereksinimleri ve abonelere ve derecelendirilmiş şirketlere daha ayrıntılı bilgi,
  • Ücretlerin şeffaflığı ve ücretlerin adil, makul ve ayrımcılık yapmayan olması gereklilikleri,
  • Denklik, onay veya tanınma durumunda üçüncü ülke sağlayıcılarının AB pazarında faaliyet gösterebilme imkânı.

Oluşturulan yeni kurallar, ESG derecelendirmelerinin şeffaflığını ve karşılaştırılabilirliğini artırmayı amaçlamaktadır. ESG derecelendirmesi sağlayıcılarının işlemlerinin şeffaflığını ve bütünlüğünü iyileştirmeyi, derecelendirmeleri daha karşılaştırılabilir hale getirmeyi ve potansiyel çıkar çatışmalarını önlemeyi amaçlamaktadır.

Avrupa Konseyi, 20 Aralık 2023 tarihinde sürdürülebilir ürünlere olan yatırımcı güvenini artırmayı amaçlayan ESG derecelendirmelerine dair düzenleme önerisi üzerindeki müzakere yetkisi konusunda anlaşmaya varmıştır.1

5 Şubat 2024’te Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, yatırımcı güvenini sürdürülebilir ürünlere artırmayı amaçlayan teklif üzerinde; ESG derecelendirme faaliyetlerine ilişkin geçici bir anlaşmaya varmıştır.2

Geçici anlaşma aşağıdaki hususları kapsamaktadır:

  • ESG derecelendirmelerinin hangi koşullarda düzenlemenin kapsamına girdiğini açıklığa kavuşturarak, uygulanabilir muafiyetler hakkında daha fazla ayrıntı sağlamıştır. Anlaşma ayrıca, düzenlemenin coğrafi kapsamını açıklığa kavuşturmuştur.
  • Finansal piyasa katılımcılarının veya finansal danışmanların pazarlama iletişimlerinin bir parçası olarak ESG derecelendirmelerini açıklamaları halinde, bu ESG derecelendirmelerinde kullanılan metodolojilere ilişkin bilgileri web sitelerinde yayımlamaları gerekmektedir.
  • ESG derecelendirmelerinin çevresel, sosyal, insan hakları veya yönetişim faktörlerini kapsadığını açıklığa kavuşturmakta ve ayrı E, S ve G derecelendirmeleri sağlamanın mümkün olacağını öngörmektedir. Ancak, tek bir derecelendirme sağlanması halinde, E, S ve G faktörlerinin ağırlığının açık olması gerekmektedir.
  • AB’de kurulan ESG derecelendirme sağlayıcıları, ESMA’dan yetki almak zorunda kalacaklardır. AB dışında kurulan ve AB’de faaliyet göstermek isteyen ESG derecelendirme sağlayıcıları, ESG derecelendirmelerinin AB tarafından yetkilendirilmiş bir ESG derecelendirme sağlayıcısı tarafından onayını almak, nicel bir kriterle tanınmak veya köken (orijin) ülkesine ilişkin bir denklik kararına dayanarak AB’nin ESG derecelendirme sağlayıcıları kayıt defterine dahil edilmek zorunda kalacaklardır. Bu süreçte ESMA ile ilgili üçüncü ülke yetkili makamları arasında bir diyalog gerçekleşecektir.
  • ESG derecelendirme hizmeti sunan küçük işletmeler ve gruplar için üç yıllık daha hafif, geçici ve isteğe bağlı bir kayıt rejimi tanıtılmıştır. Daha hafif rejime katılan küçük ESG derecelendirme sağlayıcıları, ESMA denetiminin kapsamına göre orantılı denetim ücretlerinden yararlanacaklardır. Genel bir kurumsal ve yönetişim ilkelerine uyum sağlamaları gerekecek, ayrıca halk ve kullanıcılarla ilgili şeffaflık gereksinimlerini karşılamak zorunda kalacaklardır. Ayrıca, ESMA’nın bilgi talep etme ve soruşturma yapma yetkilerine ve yerinde incelemelere tabi olacaklardır. Bu geçici rejimden çıkış yaptıktan sonra, küçük ESG derecelendirme sağlayıcılarının yönetim ve denetim ücretleri de dahil olmak üzere yönetmelikte belirtilen tüm hükümlere uyum sağlamaları gerekecektir.
  • Küçük ESG derecelendirme sağlayıcıları için, anlaşma, koşullar sağlandığında, ESMA’nın bazı gereksinimlerden bir ESG derecelendirme sağlayıcısını muaf tutma kararı verebileceği, ancak bunun yalnızca uygun gerekçelerle ve ESG derecelendirme sağlayıcısının işletmesinin doğası, ölçeği ve karmaşıklığına ve ESG derecelendirmelerinin çıkarılma doğasına ve kapsamına dayanarak yapabileceği belirtilmektedir.
  • İş ve faaliyetlerin ayrılması ilkesi tanıtılarak, ESG derecelendirme sağlayıcılarının belirli faaliyetler için ayrı bir yasal varlık kurmamaları olasılığını sunulmuştur. Ancak faaliyetler arasında açık bir ayrım olduğundan ve çıkar çatışmalarını önlemek için gerekli önlemler alındığından emin olunmalıdır. Bu istisna, danışmanlık faaliyetleri, denetim faaliyetleri ve kredi derecelendirme faaliyetlerinde bulunan ESG derecelendirme sağlayıcıları için geçerli değildir.

Bahse konu geçici anlaşma, resmi kabul prosedüründen geçmeden önce Konsey ve Parlamento tarafından onaylanacak ve akabinde ise Derecelendirme Yönetmeliği’nin, yürürlüğe girişinden itibaren 18 ay sonra uygulanmaya başlanacağı öngörülmektedir.

Unutulmamalıdır ki, kredi derecelendirme kuruluşları ve finansal kuruluşlar, sürdürülebilirlik faktörlerini değerlendirme ve metodolojilerine entegre etme konusunda ayrılmaz bir bütündür. Önerilen düzenleme, özellikle risk değerlendirmesi ve sermaye tahsisi konularında bu kuruluşların işleyişini ve piyasa dinamiklerini önemli ölçüde etkilemektedir.

Sistemik sürdürülebilirlik risklerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve yönetilmesi finansal istikrarın korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Şirketler, faaliyetlerinin finansal piyasalar ve çevre üzerindeki daha geniş etkilerini göz önünde bulundurmaya teşvik edilerek risk yönetimine daha kapsamlı bir yaklaşım getirilmektedir.

  1. Küresel Çabalar ve Uluslararası İş Birlikleri

AB’nin girişimleri, finansal sistemleri sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirmeye yönelik küresel çabaların bir parçasıdır. Uluslararası Sürdürülebilir Finans Platformu3 gibi platformlara katılım, AB’nin uluslararası iş birliğine ve sürdürülebilir finans uygulamalarının uyumlaştırılmasına olan bağlılığını örneklemektedir.

AB’nin yeşil aklama ile mücadele etme ve piyasa güvenini artırma stratejisi çok önemlidir. Sıkı açıklama gereklilikleri ve şeffaflık araçları, inandırıcı ve güvenilir yatırım fırsatları sunarak sürdürülebilir finans ürünlerine olan güveni artırmaktadır. AB, finans piyasasında yeşil aklamayı ele almak için önemli adımlar atmıştır. Yeşil aklamayı önlemek için AB, şirketler ve yatırımcılar için açıklama gereklilikleri getirmiş ve şeffaflığı artırmak ve son yatırımcıların güvenilir yatırım fırsatlarını belirlemelerine yardımcı olmak için araçlar oluşturmuştur.

  1. AB Sürdürülebilir Finansmanı Bağlamında Kurumsal Strateji

AB içindeki şirketler, AB’nin sürdürülebilirlik çerçevesine uyum sağlamak için iş modellerini ve operasyonlarını uyarlamalıdır. Bu uyarlama, AB Taksonomisine uyum sağlamayı, açıklama gerekliliklerine uymayı ve mevcut finansal araçlardan yararlanmayı kapsamaktadır.

Sermaye Piyasaları Birliği ile bağlantılı olarak sürdürülebilir finans çerçevesi, işletmelerin, özellikle de KOBİ’lerin sürdürülebilir finansmana erişimi için daha fazla fırsat yaratmaktadır. Avrupa Komisyonu, KOBİ’lerin dijital sürdürülebilir finans araçlarını kullanmalarına yardımcı olmak ve perakende yatırımcıların finansal ürünlerin sürdürülebilirlik etkilerini anlamalarını desteklemek için yenilikçi çözümleri mümkün kılmayı ve teşvik etmeyi hedeflemektedir. Bu erişim, sürdürülebilirliğe geçiş yapmayı hedefleyen şirketler ve yenilikçi, çevre dostu projeler geliştirenler için çok önemlidir.

Yeşil tahviller ve sürdürülebilirlik bağlantılı krediler gibi yeni finansal ürünlerin geliştirilmesi, şirketlerin sürdürülebilirlik geçişlerini finanse etmeleri için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu ürünler yalnızca sürdürülebilir yatırımlara yönelik artan talebi karşılamakla kalmayıp aynı zamanda kurumsal finansman stratejilerini daha geniş çevresel hedeflerle uyumlu hale getirmektedir.

Zorunlu açıklama rejimi, şirketlerin sürdürülebilirlik riskleri ve etkileri konusunda şeffaf olmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bu şeffaflık sadece düzenleyici bir gereklilik değil, aynı zamanda yatırım çekmek ve paydaş güveni oluşturmak için stratejik bir araçtır.

ESG faktörlerinin risk yönetimine dahil edilmesi artık isteğe bağlı değil, bir gerekliliktir. AB’nin çerçevesi, şirketlerin geleneksel finansal risklerin yanı sıra çevresel ve sosyal riskleri de değerlendirmesini ve yönetmesini sağlamaktadır. Bu bütünsel risk yönetimi yaklaşımı, uzun vadeli kurumsal dayanıklılık ve sürdürülebilirlik için gereklidir. Finansal sistemin şoklara karşı dayanıklılığının artırılması, sistem düzeyinde risklerin tanımlanmasını, ölçülmesini ve yönetilmesini gerektirmektedir.

AB, sürdürülebilir finans alanında dijital araçların kullanımını teşvik etmektedir. Yapay zekâ, blokzincir ve büyük veri gibi teknolojik yenilikler, sürdürülebilir finans uygulamalarının verimliliğini ve etkinliğini artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Bu teknolojilerden yararlanan şirketler, sürdürülebilir finans alanında rekabet avantajı elde edebilmektedir.

  1. Sonuç

ESG derecelendirme yönetmeliği teklifiyle güçlendirilen AB’nin sürdürülebilir finans çerçevesi, şirketler için stratejik bir zorunluluğu temsil etmektedir. Sürdürülebilirliğe yönelik kurumsal stratejilerin yeniden değerlendirilmesini talep etmekte ve şirketleri ESG hususlarını temel faaliyetlerine entegre etmeye çağırmaktadır. Çerçevenin şeffaflık, risk yönetimi ve inovasyona yaptığı vurgu, sürdürülebilir büyümeye giden bir yol sunmakta olup bu değişikliklere proaktif bir şekilde uyum sağlayan şirketler, hızla gelişen küresel ekonominin zorlukları karşısında bir rekabetçi avantaj kazanmaktadır.

Footnotes

1 https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2023/12/20/sustainable-finance-council-agrees-negotiating-mandate-on-esg-ratings/ , Erişim Tarihi: 20.02.2024.

2 https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2024/02/05/environmental-social-and-governance-esg-ratings-council-and-parliament-reach-agreement/ , Erişim Tarihi: 20.02.2024.

3 Uluslararası işbirliğini teşvik etmek amacıyla Avrupa Komisyonu ve diğer yedi ülke Uluslararası Sürdürülebilir Finans Platformu’nu (“IPSF”) başlatmıştır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

First published by Mondaq on 26 February 2024.

Sosyal Medyada Paylaş: