Bilgi Notu: AYM’nin Harçlar Kanunu m. 36(1) İptal Karar

Anayasa Mahkemesi 05.04.2023 Tarih ve 2023/48 Esas, 2023/72 Karar sayılı kararı ile (RG:04.05.2023, S. 32180) Harçlar Kanunu’nun 36’ncı maddesinin birinci fıkrasını iptal etti.

İptal kararına dair sentez değerlendirmemizi içerir bilgi notu, ilgilenenler için aşağıdadır;

Anayasa Mahkemesi 05.04.2023 Tarih ve 2023/48 Esas, 2023/72 Karar sayılı kararı ile (RG:04.05.2023, S. 32180) Harçlar Kanunu’nun 36’ncı maddesinin birinci fıkrasını iptal etti.

(Madde 36 – Mahkemeler, hakimler, C. savcıları ve icra iflas daireleri tarafından adli ve idari işlemlerle takip işlemlerinden dolayı herhangi bir sebeple alınmış olan paraların bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye ve sair menfaatleri Devlete aittir.)

Yüksek Mahkeme gerekçesinde iptal gerekçesinde;

  • Borçludan tahsil edilen para dâhil olmak üzere mahkemeler, hâkimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine verilen paraların enflasyon karşısında değer yitirmesini önlemeye yönelik bir tedbir olarak vadeli mevduat hesabına yatırılması neticesinde elde edilen nemanın Hazineye irat kaydedilmesi karşılıksız yararlanma hükmünde olup bunun herhangi bir haklı temeli bulunmadığı,
  • Devletin zorlayıcı nedenler olmaksızın özel bir kişinin mal varlığından karşılıksız yararlanmasının düşünülemeyeceği,
  • Devletin sunduğu yargı ve takip hizmetleri karşılığında zaten harç alındığını, ayrıca yapılan yargılama ve takip giderlerinin de ilgili taraflardan tahsil edildiği,
  • Bu durumda bankaya yatırılan paranın nemasının Hazineye irat kaydedilmesinin sunulan yargı ve takip hizmetlerinin giderinin kısmen ilgililere yükletilmesi amacı taşımadığı,
  • Dolayısıyla mahkemeler, hâkimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerine tevdi edilen ve özel hukuk kişilerine ait olan paraların nemasının Hazineye intikal ettirilmesinin anayasal açıdan meşru bir amaca dayanmadığı,

hususlarına dikkat çekerek ilgili kuralın mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ifade etmiştir.

Esasen Yüksek Mahkeme, daha önce bireysel başvuru neticesinde vermiş olduğu Fatma Yıldırım (B. No: 2014/6577, 16/2/2017) kararında borçludan tahsil edilen bedelin alacaklıya ödendiği ana kadar borçlunun veya alacaklının para üzerinde tasarrufta bulunma, parayı kullanma veya paranın değerinin enflasyon karşısında aşınmasını önleyici tedbirler alma imkânı olmadığının altını çizmiş ve borçludan tahsil edilen bedelin bu süreçte henüz icra müdürlüğünün kontrolü altında bulunduğunu, dolayısıyla bu paranın enflasyon karşısında kıymet yitirmesini önleyebilecek olanın da para üzerinde tasarrufta bulunma kudretini elinde bulunduran icra dairesi olduğunu belirtmiş; tahsil edilen paranın alım gücünü kaybetmesini engellemenin yolunun da bunun nemalandırılması olduğunu ifade etmişti.

Anayasa Mahkemesi sonuç olarak cebri icra organlarının tahsil ettiği parayı bir mevduat hesabına yatırılması biçiminde alacağı basit bir tedbirle icra sürecinin hızlı işlememesinin borçlu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirememesinin mülkiyet hakkının devlete yüklediği koruma pozitif yükümlülüğünün ihlali sonucunu doğurduğunu kabul etmiştir.

Her iki karar birlikte değerlendirildiğinde, icra dairesine yatırılan nakdi teminatlar ile ihalenin feshi süreci dolayısıyla tahsil edildiği halde icra dairesi hesaplarında tutulan ihale bedellerine ilişkin (kısmi de olsa) mevcut uygulamanın da mülkiyet hakkının ihlali teşkil ettiği değerlendirilebilir.

Sosyal Medyada Paylaş: