Bilgi Notu: AYM’nin 23.05.2023 Tarihli RG’de Yayınlanan Ziynet Benli Başvurusu (2019/23977) Kararı

Anayasa Mahkemesi, bugün (23.05.2023) Resmî Gazete’de yayınlanan Ziynet Benli Başvurusu (Başvuru No: 2019/23977) kararında, 7252 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde, “bozmadan sonra ıslah” yapılamayacağına ilişkin 4.2.1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı’na dayalı uygulamanın mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğuna ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Günay Erdoğan Avukatlık Bürosu kurucu ortaklarından Av. Doç. Dr. Ersin ERDOĞAN‘ın bu karardakine paralel akademik değerlendirmelerini içeren makalesine erişmek için bkz. https://lnkd.in/dpQKMDWB .

Karara ilişkin bilgi notumuz ilgilenenler için aşağıdadır;

Anayasa Mahkemesi, bugün (23.05.2023) Resmî Gazete’de yayınlanan Ziynet Benli Başvurusu (Başvuru No: 2019/23977) kararında, 7252 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde, “bozmadan sonra ıslah” yapılamayacağına ilişkin 4.2.1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı’na dayalı uygulamanın mahkemeye erişim hakkının ihlali olduğuna ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Yüksek Mahkeme;

  • Bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı yönündeki kategorik yorumun mahkemeye erişim hakkını önemli ölçüde sınırladığını,
  • Bozma kararı sonrası tahkikat yapıldığı durumda ıslah talebinde bulunulmasına yönelik mevzuatta açık bir engel bulunmadığını, bu nedenle hiçbir istisnaya yer vermeden bozma kararından sonra ıslahın mümkün olmadığına karar verilemeyeceğini,
  • Söz konusu uygulamanın kanuni bir dayanağının da bulunmadığını

belirtmiştir.

AYM, daha önce konuya ilişkin vermiş olduğu kararlarında, mevcut kararı ile aksi yönde bir değerlendirme ile (AYM, Başvuru No: 2013/1932, K.T. 17.07.2014; AYM, Başvuru No: 2013/5934, K.T. 26.02.2015), vekille temsil edilen başvurucunun ıslah talebini tahkikat aşaması tamamlanmadan yapması gerektiği, bozma kararından sonra yapılan ıslah talebinin mevcut koşullarda reddedilebileceğini bilebilecek durumda olduğu, başvurucunun ıslah yerine ek dava yoluyla talepte bulunabileceği, başvurucunun ek dava açmasının engellendiği şeklinde bir iddiasının da olmadığı, ıslah talebinin reddedilmesinin başvurucunun mahkemeye erişim hakkını ihlâl etmediği sonucuna varmıştı.

Ortaklarımızdan Av. Doç. Dr. Ersin Erdoğan tarafından (Cansu Korkmaz ile birlikte) yazılan ve YBHD 2016/2 yayınlanan YARGITAYCA VERİLEN BOZMA YAHUT BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNCE VERİLEN GÖNDERME KARARLARINDAN SONRA ISLAH YAPILIP YAPILAMAYACAĞI SORUNU başlıklı makalede, söz konusu kararlar eleştirilmiş, ıslah hakkının kullanılmasının dar yorumlanmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği, kişinin ek dava açmaya zorlanmasının isabetsiz olduğu değerlendirilmişti. (Makale için bkz. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/227131)

Yüksek Mahkeme’nin Ziynet Benli Başvurusu hakkında vermiş olduğu kararın, bu yönüyle isabetli olduğunu, 2020 değişikliği öncesinde gerçekleştirilen bozma sonrası ıslahlar açısından artık Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin Ziynet Benli Başvurusu kararı çerçevesinde, ıslahın mümkün olduğunu değerlendirmesi beklenmelidir. Benzer şekilde, karar kapsamında yer almasa da, Bölge Adliye Mahkemeleri önünde ıslah yapılamayacağını ilişkin kanun hükmünün (HMK m. 357) bu yönden ayrıca değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Sosyal Medyada Paylaş: